Turan Dursun

Tanrı Sarayında Namaz İndirimleri

Efendi Tanrı (Rab) görüşmek üzere Muhammed’i makamına, sarayına (ARŞ) çağırmıştır. Bunun için de önce bir hazırlık yaptırtmıştır:

Meleğe, onun göğsünü, şurasından ta şurasına değin yardırmış, kalbini çıkarttırmış, zemzem suyuyla yıkattırmış, iman dolu altın bir tasla bu kalbe ÎMAN doldurtmuş, sonra kalbi yerine koydurtup göğsü kapattırmıştır.

Burada sorulabilir: Muhammed’in kalbi, daha önce

– Temiz değil miydi?  – îmanlı değil miydi?

Bu ve benzeri sorular üzerinde durmak, konuyu dağıtabilir. En iyisi, hadisten, konuyu izlemek:

Efendi Tann (Rab), sonra, Muhamrned’in gezisi için bir binit gönderir (cennetten). “BURAK” adı verilen, katırla eşek arası ak bir binit. Geziyi başlatır. Muhammed, önce bu binitle, geceleyin, Mekke’den Kudüs’e; sonra aynı gece, “mi’raç (merdiven)” denen, göğe dayalı bir MERDİVEN’le, Cebrail’in eşliğinde göğe varıp ulaşır.

Birinci kat gök. Kapısı KAPICI-BEKÇİ MELEK, Cebrail’in kapıyı çalıp bu kapıcı melekle konuşması:

– Kim o?

-Ben Cebrail.

– Yanındaki kim?

– Muhammed!

– Göğe çıkmak için ona çağrı oldu mu?

-Evet

Her gök katında bu konuşmalar olur. Sonra kapıcı-bekçi melek, Muhammed’e “merhaba hoş geldin” diyerek kapıyı açar. Cebrail’le Muhammed içeri girerler. Peygamberlerin makamları da gök katlarında. Cebrail, Muhammed’le bu peygamberleri tanıştırır, ilkin, birinci katta, Âdem’le olur tanışma.

Sonra ikinci kat. Üçüncü, dördüncü, beşinci… derken yedinci kat Gök katları tamamdır. Ama daha yukarıya da gezi sürecektir.

Sonra Cebrail’in kendisi alır taşıma işini. (Kanadıyla) alıp götürür Muhammed’i. Yükseldikçe yükselirler. Öyle bir yere gelirler ki, gıcırtı işitirler:

“Kalemlerin gıcırtısı”:

Kimi şeylerin bozulup yeniden yazıldığı (“el mahvu ve’l-isbât”), Kur’an’daki deyimiyle “Ana Kitap”ta (Ümmü’l-Kitab), yorumlarındaki anlatımıyla “Levh-i Mahfuz”da yazılar yazılmakta. Bu “yazgı yazan kalemlerin gıcırtıları” (sarîfu’l-aklâm) duyulur.

Burada da bir soru sorulabilir

-Bunlar ne tür kalemler ki, gerilerden duyulacak kadar gıcırtı yapıyor?

Buna da “kimbilir?” diye karşılık verip geçelim ve hadislerde anlatılanları izleyelim yine:

“Sidretü’l-Müntehâ” denen ve bir “smır”ı oluşturan kesimdir burası. Necm suresinde açıklandığına göre, “varılacak cennet” de buralarda. (Bkz. âyet: 14-15.) Ve burası “TANRI’NIN SARAYI”nın (ARŞ) yakınlarında. İşte burada bir “farz” bildirilir:

“Elli vakit namaz farzı”

Aslında Muhammed’in bir de, buradan “SARAY”a yolculuğundan söz edilir.

“Farz” olarak bildirilen “namaz”, tam “elli vakit”tir.

Muhammed, buyruğu alıp döner. Gök katlarına. 7. KAT’a, sonra 6. KAT’a iner. Musa’ya uğrar.

” Elli vakit namaz çoktur, git indirim yaptırt!”

Musa’yla konuşurlar:

–  Tanrı senin ümmetine ne farz etti?

–  Elli vakit namaz. Her gün için.

–  Buna, ümmetinin gücü yetmez. Efendi Tanrı’na (Rabbine) dön

İNDÎRÎM yaptırt!

Muhammed, günlük namaz vakitlerinde indirim yaptırtmak için Efendi Tann’sına döner.

“Namaz indirimi için Muhammed’in 6. gök katıyla saray arasındaki gidiş gelişleri”

Muhammed, Tanrı’ya vardığında, bir indirim yaptırtır. Ne var ki, dönüp Musa’nın yanına geldiğinde, Mûsâ yine çok bulur namaz vakitlerini, indirim yaptırtması için Muhammed’i bir daha gönderir. Muhammed gider, bir indirim daha yaptırır. Döner; Mûsâ bunun da çok olduğunu, yine çıkıp indirim yaptırtması gerektiği söyler. Muhammed yine gider, yine indirim yaptırır. Ve böylece birkaç gidiş-geliş sonucunda, günlük namaz vakti sayısı 5’e iner. Mûsâ bunu da çok bulmuştur. Ama Muhammed, artık utandığını, gidip yeni bir indirim yaptırmak için yüzünün kalmadığını söyler ve günlük namaz vakit sayısı 5’te kalır. Ve Tanrı: “Beş vakittir, ama yine de elli vakittir.” der; bir ayetten alınma: “Benim katımda söz değişmez.” (Kâf, ayet 29.) anlamındaki parçayı ekler. Şunu da söyler: “Ana Kitap’ta nasıl farz kıldımsa öyledir. Beş vakitten her birine on katı sevap olunca yine elli vakit eder.” (Bkz. Buhâri, e’s-Sahih, Kitabu’s-Selât/1, Kitabu’t-Tevhid/ 37; Tecrîd, hadis no: 227, 1551; Müslim, e’s-Sahih, Kitabu’1-îmân/ 259-265, hadis no: 162-164.)

Efendi Tanrı (Rab), “görüş değiştirmedim!” demeye getiriyor, ama yine de bir “değişiklik olduğu” üzerinde birleşiliyor. Çünkü, “50 vakitten, 5 vakte indirim” olmuştur.

Daha “tebliğ edilmeden” namaz vakitlerinde indirimler yapılmış olmasının uygun gerekçelerle açıklaması için çok çabalanıyor, ama kolayca içinden çıkılamıyor. (Bkz. Askalânî, Fethu’1-Bârî, Mısır, 1300, Bulak Mat. 1/391-392.)

Tartışmalarda açıklığa kavuşmayan bir soru:

– En iyisini, Tanrı değil de, Mûsâ mı biliyordu?

Turan Dursun, Din Bu 1, Sayfa 180-182

Kaynak:http://www.turandursun.com/index.php/turan-dursun/turan-dursun-makaleleri/1172-tanr-saraynda-namaz-ndirimleri

Single Post Navigation

Yorum bırakın